Arkeoloji uzmanı Glenn Schwartz, alfabenin keşfedildiği silindirik yapıda bulunan yazıtlarla ilgili detaylı incelemeler gerçekleştirdi. Schwartz, bu bulgunun eski insanların yaşam biçimlerine etkisini şu şekilde dile getirdi:
Alfabetik yazı sistemi, insanlık tarihine önemli bir yenilik kazandırarak, insanların iletişim ve düşünme yöntemlerini köklü bir şekilde değiştirdi. Daha önce, hiyeroglifler gibi karmaşık yazım sistemlerine bağımlı kalan topluluklar bu buluşla birlikte daha basit bir iletişim dili elde etti.
16 YIL SÜRECEK OLAN ÇALIŞMALAR
Bu keşif, Amsterdam Üniversitesi araştırmacılarının gerçekleştirdiği 16 yıllık kazı sürecinin bir sonucudur. Araştırmacılar, Erken Tunç Çağı'na ait mezarların yanı sıra, altın ve gümüş takılarla bozulmamış çanak çömleklerin üzerinde alfabetik yazılara rastladı. Karbon-14 testleri, bu yazıların yaklaşık 60 bin yıl öncesine dayandığını ortaya koydu.
MISIR TEORİSİ YALANLANDI
Profesör Schwartz, alfabenin kökenine ilişkin şu bilgiyi paylaştı:
Daha önce, alfabenin M.Ö. 1900 civarında Mısır’da ortaya çıktığı varsayılıyordu. Ancak elimizde bulunan bu eserler, bu teoriyi geçersiz kılıyor. Alfabe, çok daha eski bir dönemde ve farklı bir coğrafyadaki kökenlere sahip olabilir.
Bu veriler, alfabenin Mısırlı madencilerin çevresindeki nesneleri Sami diline uyarlamalarından doğduğu şeklindeki teorinin artık yetersiz kaldığını gözler önüne serdi.
ALFABEDEN MODERN YAZIM SİSTEMİNE GEÇİŞ
Alfabeye ilişkin izler, M.Ö. 1300 yıllarında Doğu Akdeniz'deki Levant bölgesine yayılarak Latin ve Yunan alfabelerinin temelini oluşturdu. Schwartz, alfabenin ilk zamanlarındaki öğrenme zorluğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
Önceki yazım sistemlerinde kullanılan binlerce sembol, yalnızca çok az sayıda bireyin okuma yazma öğrenmesine olanak sağlarken, alfabetik sistem daha geniş bir kesimin eğitim alabilmesini sağladı. Bu durum, yazının demokratikleşme sürecini hızlandırdı.
BATI AVRUPA’NIN TEMELLERİ
Profesör Schwartz, alfabetik sistemin günümüz Batı Avrupa yazı sistemlerinin temelini oluşturduğuna dikkat çekti. Ayrıca bu keşfin, alfabetik yazının bilinen tarihten 500 yıl daha geriye gittiğini net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti.
Sonuç olarak, bu keşif sadece insanlık tarihine değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal gelişime dair perspektifimizi de değiştirdi. Alfabenin ilk dönemlerdeki yayılımı, medeniyetin temel yapı taşlarından biri olarak insanlık tarihini aydınlatmayı sürdürüyor.