Bakırhan'ın açıklamalarından dikkat çeken noktalar şöyle:
Dün 25 Kasım, kadınlara yönelik şiddete karşı duruş sergileyen kadınlar, devletin ve erkeklerin şiddetine karşı sokaklardaydı. Kadın mücadelesine yönelik kaygılı zihniyetin bu direnişi engelleme çabaları, kadınlar tarafından bir kez daha boşa çıkarıldı. Kadınların özgürlük mücadelesi, bizim partimizin de idealleri arasında yer almaktadır. Biz, bir kez daha "Jin, Jiyan Azadi" sloganını haykırmaya devam edeceğiz.
OPERASYONLARA TEPKİ
Bugün, klasik bir Türkiye manzarası ile uyandık. Bu sabah yeniden bir operasyon gerçekleştirildi ve arkadaşlarımız gözaltına alındı. Bu kararı şiddetle kınıyorum. Emekten medyaya kadar muhalif olan herkes üzerinde baskılar devam ediyor. Arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması gerekmektedir.
"KAYYUMLARDAN MEDET UMMAK KORKAKLIKTIR"
Türkiye'de 2015 yılından bu yana süregeldiği belirtilen bir darbe süreci mevcut. Bu darbeci zihniyet, Dersim ve Ovacık'ta kayyım atayarak kendini yeniden hatırlatmıştır. Önce yargı mensupları devreye girdi, ardından Dersim halkının iradesi aşağılık bir şekilde gasp edildi.
Kürtleri ve Alevilerin inancını yok sayan bu yaklaşım, güncellenmiş kayyum uygulamalarıyla yoluna devam etmekte. Ancak bilmiyorlar ki, bizim davamız gerçek ve sahici bir davadır. Kayyumlardan yardım ummak, korkaklık ve çaresizlik anlamına gelir. Kürtlere ve Alevilere yönelik 100 yıllık hukuksuzluk, bugün kayyum atamaları ile sürdürülmektedir. İşte kesintisiz Kürt düşmanlığı budur.
"KÜRT MESELESİNİ TERÖR OLARAK GÖRMEK GAFLETTİR"
Belediye eş başkanına terör demek, asıl terör olan kayyum atamasını göz ardı etmektir. Asıl terör, halkın iradesine kayyum atamaktır. Size soruyorum, anadilinde eğitim talep etmek mi terördür? İrademi savunmak mı terördür? Dersim'i inancına göre yönetmek mi terördür? Kürt meselesini terör meselesi olarak görmek, büyük bir gaflettir. Kürtler haklarını talep ediyor. Buna saygı duymalısınız. Ya Kürt meselesini çözeceksiniz ya da bu onurlu mücadelenin karşısında çözüleceksiniz. Kararı siz verin.
"KÜRTLER HAMİ İSTEMİYOR, ONURLU BİR BARIŞ İSTİYOR"
Bahçeli, Erdoğan ve Bakan Fidan sürekli olarak 'coğrafyamız tehdit altında' ifadesini kullanıyor. Peki, bu tehdidi nasıl ortadan kaldıracaksınız? Kürtlerin haklarını yok sayarak mı? Bu sorulara bir türlü yanıt bulamıyoruz; hep top çevirip duruyorlar. Bu yol doğru bir yol değil; bu yoldan bir an önce çıkıp kendinize gelmenizi diliyoruz. Çıkıp sürekli Kürtlerin hamisi olduğunu söylüyorlar. Ama olayın özünü yanlış anlıyorlar. Kürtler, hayır diyor. Kürt halkı, hami değil, onurlu bir barış istiyor. Eşit ve adil bir yaşam talep ediyor.
"ÖCALAN'LA GÖRÜŞMEK İÇİN BAŞVURU YAPACAĞIZ"
Öcalan ne dedi, ne istedi? Biz bunu bilmiyoruz. Öcalan'ı dinleyip dinlemediğini anlamanın yolu nedir? Tecrit uygulanıyor ve görüş yasağı konuluyor. Lütfen tecridi kaldırın da bakalım, ne diyor. Tülay Hatimoğlu ile birlikte bugün başvuruda bulunacağız; eğer samimilerse, bu başvurunun önündeki engelleri kaldıracaklardır. Madem Öcalan'ı işaret ediyorsunuz, o zaman kapısını açın.