Bahçeli'nin Çağrısı Sonrası DEM Parti'den Sarsıcı Öcalan Adımı!

DEM Parti grup toplantısında konuşan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bugün yaptığı açıklamalara yanıt verdi. Bahçeli'nin, "MHP her sözünün arkasındadır. 22 Ekim'deki grup toplantımızda ne dediysek aynen arkasındayız. İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın yapılmasını bekliyoruz. İmralı ile DEM'in görüşmesi gecikmemelidir. Türkiye'nin menfaatine olan görüşlerden vazgeçmeyeceğiz" şeklindeki sözlerine atıfta bulunan Bakırhan, "Tülay Hatimoğlu ile birlikte bugün bir başvuru gerçekleştireceğiz. Eğer samimilerse bu başvurunun önündeki engelleri ortadan kaldırırlar. Madem Öcalan'ı işaret ediyorsunuz, kapısını açın" ifadelerini kullandı.

Bakırhan'ın açıklamalarından dikkat çeken noktalar ise şöyle:

Dün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde kadınlar, devlet ve erkek şiddetine karşı alanlarda etkinlikte bulundu. Kadın mücadelesinden korkan zihniyet, bu direnişi engellemeye yönelik çabalarının boşa çıkmasına neden oldu. Kadınların özgürlük mücadelesi, partimizin de mücadelesidir. Tekrar "Jin, Jiyan Azadi" demeye devam edeceğiz.

OPERASYONLARA TEPKİ

Bugün, klasik bir Türkiye manzarasıyla uyandık. Yine sabah erken saatlerde bir operasyon yapıldı ve arkadaşlarımız gözaltına alındı. Bu kararı şiddetle kınıyorum. Emekten basına kadar muhalif olan her kesime yönelik operasyonlar sürdürülüyor. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.

"KAYYUMLARDAN MEDET UMMAK KORKAKLIKTIR"

Türkiye 2015 yılı itibarıyla kesintisiz bir darbe süreci yaşamaktadır. Bu darbeci zihniyet, Dersim ve Ovacık'ta kayyım atayarak kendini bir kez daha gösterdi. Önce yargıç cübbesi devreye girdi, ardından da Dersim halkının iradesi alçakça gaspedildi.

Kürtleri ve Alevilerin inancını uzun yıllardır yok sayan bu anlayış, şimdi güncellenmiş kayyum sistemiyle yoluna devam ediyor. Ancak unutmasınlar ki, bizim davamız hakiki bir davadır. Kayyumlardan medet ummak korkaklıktır ve çaresizliktir. Kürtlere ve Alevilere yönelik yüz yıl süren hukuksuzluk, bugün kayyum atamaları ile devam ediyor. İşte bu, kesintisiz Kürt düşmanlığının bir yansımasıdır.

"KÜRT MESELESİNİ TERÖR OLARAK GÖRMEK GAFLETTİR"

Belediye eş başkanı hakkında terör suçlaması yapılıyor, asıl terör kayyum atamasıdır. Halkın iradesine kayyım atanması asıl terördür. Size soruyorum, anadilinde eğitim istemek terör mü? İradesine sahip çıkmak terör müdür? Dersim'i inancına göre yönetmek mi terördür? Kürt meselesini terör meselesi olarak görmek gaflettir. Kürtler, haklarını talep ediyor. Buna saygı duymalısınız. Ya Kürt meselesini çözeceksiniz ya da bu onurlu mücadele karşında çözüleceksiniz. Seçim sizin.

"KÜRTLER HAMİ İSTEMİYOR, ONURLU BİR BARIŞ İSTİYOR"

Bahçeli, Erdoğan ve Bakan Fidan, sürekli "coğrafyamız tehdit altındadır" diyor. Peki, bu tehdidi nasıl ortadan kaldırmayı planlıyorlar? Kürtlerin haklarını yok sayarak mı bu tehdidi bertaraf etmeyi düşünüyorlar? Bu soruların yanıtını bir türlü alamıyoruz, sürekli oyalayıcı açıklamalar yapılıyor. Bu yol doğru bir yol değildir; bu yoldan bir an önce dönerek kendinize gelin diyoruz. Sürekli "Kürtlerin hamisiyiz" diyorlar, ama olayın gerçeği farklı. Kürtler, hayır diyor. Kürt halkı, hami değil, onurlu bir barış talep ediyor; eşit ve adil bir yaşam istiyor.

"ÖCALAN'LA GÖRÜŞMEK İÇİN BAŞVURU YAPACAĞIZ"

Öcalan ne dedi, ne talep etti, bunu bilmiyoruz. Öcalan'ı dinleyip dinlemediğini nasıl anlayacağız? Gelsin bakalım ne diyor. Tecrit uygulaması var, görüş yasağı konulmuş. Tecridi kaldırın ve bakalım ne ifade ediyor. Bugün Tülay Hatimoğlu ile birlikte bir başvuru yapacağız, eğer samimilerse bu başvurunun önündeki engelleri kaldıracaklardır. Madem Öcalan'ı işaret ediyorsunuz, kapısını açın.